Ağaç mı İnsan mı?

Biz de ikisi de yok aslında. Ağaca da önem vermiyoruz, insana da. Hatta insan hiç önemli değil. Nasılsa çok var. Gitsin yenisi gelsin.

Ağaçta farklı değil. Sök yenisini dik. Dikersen tabii…

Ta ki gezi parkına kadar böyle gidiyordu. Gezi parkı molasından sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz ama. Medyatik hafıza bu kadar.

Gezi parkı da ağaç eyleminden çıktı başka saçma sapan bir yere konduruldu. Provokatif amaçlar çöreklenince iş amacından saptı gitti. Bundan sonrası kontrol edebilene aşk olsun oldu.

Sapla samanı ayırmak gerekiyor ama kavgada yumruk sayılmaz konumuna getirmeye çalışanlar olunca işin özünü unutuverdik. Unutturuverdiler.

Ağaç gitti. Odun oluverdi.

Çinlilerin sözü diyor ki, bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, yüzyıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.

Biz ve düşünmek. Neredeyse unuttuk. Yoksa unutmadık mı? Unutmadık diyorsanız “miş” gibi yapıyoruz derim o zaman. Rahatladınız mı!

Acı söylemek durumundayız maalesef. Ağaçlara önem vermiyoruz. Kesiyoruz kaldırıyoruz. Hatta dikmiyoruz. Devletin bazı organları dikince iş bitmiyor ki. Herkesin seferberlik edercesine dikmesi lazım. Biz aksine bina yerlerine çeviriyoruz. Rant var mı rant kolaçanındayız!

Konya’daki ağaç kesim çalışmaları da gezi parkı öncesinde olduğu için çaktırmadan yapılıvermişti. Sosyal medyadaki cılız paylaşımlar kar topu olmasına yetmemişti.

Ama hafıza da kayıtlıydı.

Gezi parkı tetikleyince ağacın farkedilirliği arttı ve Mevlana Müzesi önündeki kaybolan ağaçlara dikkat kesildik.

“Önce sonra” (before after) olarak gösterilen Mevlana Müzesi görselleri acaba photoshop muydu! Değildir canım değildir!

O kaybolan ağaçlara zayi ilanı verilmiş midir acaba! Verilmiştir verişmiştir!

Ya da kimin evinin bahçesini süslemektedir! Hadi canım sen de!

Zihinlerde ki böyle olası soruları güya silmek adına billboardlardaki kırmızı renge bürünmüş, Konya valla çok yeşillendi mesajlarına kim inandı kim anladı acaba.

Yine yeşillendi fındık dalları…

Yeşili anlatmak için yeşil kullanılır ama bunu yapanlar kendileri de inanmayınca bu inanmamışlık eseri çıkıveriyor. Yazık.

Tam da bu nokta da kurumsal firmalara tavsiyem, bundan iyi sosyal sorumluluk zamanı olur mu diyerek sosyal sorumlu pazarlama kampanyaları yapmaya başlasınlar.

Nasıl mı? İletişim Fakülteleri bunun için var. Oradan zımba gibi öğrenciler bu işler için yetiştiriliyor. Başvurula!