Dadaşlar Doğu Falan Değil

Erzurum’a hiç gitmemiş olanlara peşin peşin söyleyim. U dönüşü yapın ve bir şekilde Erzurum’a gidin. Yolunuzu değiştirin gidin. Bahane bulun gidin. Fırsat bulun gidin. Uçağa binin gidin. Kayak yapmak için gidin. Cağ kebabı yemek için gidin. Kadayıf dolması yemek için gidin. Pekmezli kadayıf yemek için gidin. Atlama kulelerini görmek için gidin. Aziziye tabyalarını görmek için gidin. Mecidiye tabyalarını görmek için gidin.

Daha çok gidin dedirtecek şeyler vardır da ben 3 günde bunları söyleyebildim.

Valla enteresan bir şehir olduğunu ilk cümle olarak söyleyim.

Doğu gibi değil. Çok dingin, değişmeye yavaş yavaş başlamış ama çok da istemiyormuş gibi duran, küçük ama dev gibi bir algıya sahip şehir Erzurum.

İnanın bunları inanarak söylüyorum.

Ben çok sevdim.

Doğu gibi değil derken, hiç gitmemişler için söylüyorum. Bir şehre gitmeden oluşan o suni algı varya, doğuysa gelişmemiştir, kapalıysa bağnazdır, küçükse geridir gibi…

Konya’ya da gelmeyen aynı algı hastalığına yakalanmıştır ya, aaa Konya bu kadar modernmiymiş, güzelmiymiş, falanmıymış, filanmıymış denir ya, aynı onun gibi…

Benimki onun gibi değil ama hiç gitme fırsatı olmayınca, sanki ona benziyormuş gibi gelebilir.

Öyle tepeden bakar, küçük görür gibi değil. Aman yanlış anlaşılmayım.

Şehir kış şehri bariz. Halk kış olsun, kar yağsın istiyor.

Karı uzun süredir görmemiş ben için hayret verici ama karla yaşayan bir şehrin algılanması anlamında önemli.

Kar yağsın ki kayak yapalım, kar topu oynayalım, heyecan gelsin istiyor şehir.

Kar yağınca kendi benliğine kavuşuyor belki de.

Kış olimpiyatları şehrin farkındalığını artırmış belli. Kabuk değişimini tetiklemiş sanki. Erzurum daha da gelişecek, değişecek. Acayip bir potansiyel var. Çok cazibe noktaları var. Ama bu noktaları geliştirecek vizyon sahibi yöneticileri istiyor.

Tarih fışkırıyor adeta. Ama tarihi eserlerin hepsi tat. Konuşmuyorlar.

Erzurum yazan herhangi bir hediyelik eşya bulunmaz mı? Bulunmaz. Bulamadım.

Çünkü tat olma durumu sirayet etmiş her yere. Türkiye’nin kronik hastalığı aslında. Bunun adını da mütevazılık koyuyoruz.

Neymiş efendim. Mütevazı olacaksın, sen söylemeyeceksin, o söyleyecek. Kim? Bilmem! Belki biri çıkar.

Yok öyle! Şehirlerin konuşma zamanı gelmesi lazım. Erzurum bir konuşsun. Şiir gibi konuşur. Mardin konuşsa şiir gibi konuşur, Konya konuşsa şiir gibi konuşur. Ama maalesef birileri susturuyor. Adını da mütevazılık koyuyor. Yazık değil de ne?

Şimdilik bu olsun, böyle olsun. Ama kış seviyorsanız kesin gidin Erzurum’a. Tarih seviyorsanız kesin gidin Erzurum’a. Stajyer gurme adayıysanız kesin gidin Erzurum’a. İyi yolculuklar size.